taha's mama blog

taha's mama blog
anne-cocuk,aile,bebek,amigurumi,örgü,süslü sofralar,hediye fikirleri,hasret,yasam..her telden blog...taha's mama blog...

29 Aralık 2011 Perşembe

kece dogum gunu taci

alel acele hazirlandi bu tac.ikindi vakti malzemeler alinip aksama yetistirildi.

28 Aralık 2011 Çarşamba

isme ozel lif

ve baslasin ceyiz hazirliklari.iplikler tiglar ciksin ortaya.
ablasindan ilk ceyiz hediyesi hatice kubra ya isme ozel lif.

11 Aralık 2011 Pazar

Haticeme...

Ne kadarda dogru soyluyordu sarkilar.vakit bir turlu gecmezken yillar hayatlar geciyordu.
Daha dun gibi aklimda haticemin dogumu.ayagimda sallayip deli sacmasi masallar anlattigim,ben ilkokuldayken annemin kendisine diktigi minik onlugunu giyip cat kapi sinifima gelen , okuldan sonra bana cayimi demleyen minik kardesim buyumuste nisanlaniyo.
Omur boyu mutlu ol! Butun guzellikler seninle olsun melegim.

27 Kasım 2011 Pazar

simsek mc queen

sonunda bende bir cars araba örebldim.daha öncede denemistim ama dolmus olmustu arabadan cok.bu sefer kendi cabamla degil asosh un tarifi uzerine ördüm.aksam oglum uyuduktan sonra yanina biraktim.gece acikip uyandigi zaman cok sevindi arabasini görünce.cok heyecanlandi.babasini bile uyandirdi gece gece.baba baaa ann ann diyerek.zaten örme asamasindayken tekerlekleri elinden hic birakmiyordu minigim.
iste simsegimiz:

20 Kasım 2011 Pazar

bebek sekeri denemesi


bu bebek sekerini hangi blogda gördüm hatirlamiyorum ama denemek icin kaydettigim resimlerin arasindaydi.ve bu gece uyku tutmayinca hadi öreyim dedim.biraz göbekli oldu ama ilk deneme icin fena sayilmaz.sekeri hazir bebek yok:)))

18 Kasım 2011 Cuma

ayy disim cikti



furkan beyin sonunda disi cikti.bende ona kalici bi hatira olsun diye dis bugdayi anisina kücük bi hediye yaptim.önce amigurumi sanatiyla dis ördüm.sonra bunu ne yapsam ne etsem nasil süslesemde kalici bi hatira ciksa ortaya derken teyzesinin ceyizinden bi örtüyü yürütüp yuvarlak seklinde kestim.sonra icine kokulu cicek kurulari yerlestiricektim ama carsiya gitmeye üsendigim icin icine renkli bonbonlar koydum.yazicidanda ayy disim cikti yazisi esliginde disinin ciktigi tarihle birlikte birde foto ilistirdim.bence güzel ve kalici bi hatir oldu.sizce?
ve tabiki ilk dis fircasi ve macunuda yenesinden hediye:))



GÜLE GÜLE CÜRÜT DISLERINI FURKAN BEBEK.BOL CIKOLATA VE BONBON YEMELER:)

17 Kasım 2011 Perşembe

Yazmak uzerine

Ilkokul yillarinda basladi bende bu yazma sevdasi.o yillarda kucuk kagitlara arkadaslarimizla birbirimize mektupvari seyler yazardik ve kendi yaptigimiz kagittan zarflara koyardik.benim cocuklugumda oyle suslu mektup kagitlari falan lukstu.bildigin defterden kopma kagitlara yazilirdi mektuplar.birinde ben dersten sikilmisken bir iki satir ciziktireyim demistim sonra ogretmen gormus ve dersle ilgilen diye uyarmisti.arkadasimin biride mektubunda bana bir daha derste yazma olurmu ogretmen kizmasin yazmisti.yasim 9 mu ne:))
Sonra birde birbirimize pecete hediye ederdik.boyle gullu dalli.yada odev defteri sayfasi.
Ve bir gun kulaklari cinlasin benim merakli annecigim cantami karistirirken gormus bu arkadasimin mektubunu.beni guzel bi fircaladi.ilk o zaman kirildi kalbim yazmaya karsin.butun mektuplari sobaya basip yakmistim vede pecete ve odevdefterikagidi koleksiyonumu.kucuk kalbim ne kadar kirildiysa bir dahada koleksiyon yapmadim:)))
Sonra ortaokul yillari.bu seferde gunluk tutmaya basladim.hatta annem okumasin diyede alfabedeki her harfe bi sekil verip kendime yeni bi alfabe bile cikarmistim.ureticilik ruhumda o zamandan varmis demekki:))
Onlarca gonderilmemis mektup yazdim.cunku yazmak iyi geliyodu ruhuma.
Lise bittiginde 3arkadas pazartesi mektuplari yazmaya karar vermistik her pazartesi mektup yaziyo ve ayda birde postaliyoduk biriken mektuplari.uzun bi muddet devam etti.sonra ne oldu neden vazgectik ben o mektuplari neden sobada yaktim gercekten hatirlamiyorum.o mektuplari ve hayatimin gecmisten kalan butun hatiralarini..ilk okuldan liseye kadar sakli duran butun karnelerimi..hepsini,hepsini..
Gel zaman git zaman bitmedi bu yazma sevdasi.nisanliyken onlarca mektup yazdim esime.ama hic birini gondermedim.icinden sadece ikisini gondermek nasip oldu.yada sadece iki defa gondermek icin yazdim.duruyomu o gondermedigin mektuplar derseniz.hayir.durmuyo.yazdiklarimi imha etmek cocukluktan kalma bi aliskanlik olmus bende sanirim.yada korkumu diyelim buna.ne diyelim adini siz koyun.ve hamileylen ogluma yazdigim mektuplarda imha edildi.
Evliligimin ilk yillarinda (aslinda hala ilk yillari sayilir.sadece dort yillik evliyim) cok yazdim.cunku yalnizdim.gurbetteydim.ve konusacak kimsem yoktu.esimle ufak bi tartismamiz olsa hemen ona mektup yaziyo,sonra ya komidinin uzerine ya yastigin uzerine birakiyodum.mektup yaziyodum cunku bi tv programinda duymistum sanirim (cok fazla tv izlemesemde)esinizle konusarak halledemediginiz seyleri yazin diyodu.bende oyle olsun istedim.seviyodumda yazmayi.hani ozamanlar henuz kalemim korelmemisti.kuvetliydi.seviyodum yazmayi.yazdiklarimida seviyodum.duygularimi yazarak cok guzel ifade edebiliyodum.sadece sorunlari degil esime karsi hissedigim guzel duygularida ona yazarak kalici bir sekilde sunmak hosuma gidiyodu.her mektubu okuyusundaysa esimin cevabi ayniydi:senin kadar turkcem olsa ben roman yazarim:)) o zamanlar bu cumleye kirilirdim simdi simdi anliyorumki yazdiklarimi begendigini gosteriyomus.oysa ben kurdugum guzel cumlelere en kotu cevap olan "BENDE" kelimesine bile raziydim o zamanlar.vede cozmek istedigimiz sorunlara karsilik surda haklisin burda haksizsin gibi cumleler.hic biri olmadi tabiki.ve ben gurbetin verdigi yalniziginda etkisiyle o kadar cok yazdim ki ona,artik sikici olmaya basladi.ve hatta bosuna bana yazma okumuyorum dedi.
Ki ben mektup yazmazsam mail yaziyodum.cunku o kadar cok seviyodumki yazmadan olmuyodu.yuregime agir geliyodu bu sevda.
Aldigim tepkilerin sonundada yazmaktan tumuyle vazgectim.sadece okur oldum.bir zaman sonra tahamin dogumuyla okumaktanda vazgectim.
Ve artik ormeye basladim:)))hahay evet ormeye.eskiden icim dolunca yaziyodum.artik oruyorum.sanmayinki yazarken ozgur olamadim,orerken ozgurum.orerekte rahatlayamaz oldum.cunku ne zaman ormeye baslasam birileri hep yorum yapti.yok o renk erkege gitmez yok o cok kucuk biraz buyuk or.ormekteki maksatim sadece rahatlamakti.sonra amigurumiyle tanistim ve oyuncak ormeye basladim.carsida haziri var emegine yazik dedi o birileri.yani oglumun babaannesi:))
Evet artik yazmaktanda okumaktanda ormektende zevk almaz olmustum.sonra bu blogu actim.ogluma dair yuregimdeki cumleler kalici olsun diyerekten.sonra burdada cok fazla icimi dokemedim.sanki engelleyen bise vardi beni.sanki yazmak bana haramdi.
Simdilerde nemi yapiyorum.yaziyorum.ama kagida degil.bloga degil.kafama!bazen bir mektup yazarmiscasina hayal ediyorum kendimi.kendimce cumleler kuruyor,bazi kelimesini begenmiyor degstiriyorum.bazen bi post yaziyorum.ama kafamda sadece.parmaklarimdan cumle olarak dokulmuyor.beynimde kaliyor butun cumleler ama ben yaziyorum.yaziyorum,anlatiyorum,bazen gulumsuyor bazen huzunleniyorum.bazen bir kac damla gozyasi dokuyorum kurdugum cumleyle sonra rahatliyorum.neden sadece hayali,kafamda yaziyorum.bilmiyorum.belki bilgisayara kaydetmeye usendigimden,belki kurdugum cumlelerin buyuklugundan,yada kucuklugunden.
Kim bilir?


16 Kasım 2011 Çarşamba

cekilis

cekilise buyrun
http://yaseminkaleveamigurumi.blogspot.com/2011/11/amigurumi-yapanlar-malzeme-cekilisine.html

pepee ve tesekkurler yaseminkale



sonunda bende örebildim bir pepecik.17 cm boyunda ve bir solukta örülüp bitti.tabiki yaseminkale nin tarfiyle.amiurumi örerken iyikide tanimisim diyorum yasemini.ilk amigurumim henüz blog sahipi degilken oglusumun ilk yas gününe en sevdigi karakteri almak istemem ve tamamen tesadüf hilal in blogunda amigurumi kayyuyu görüp sonra nakonun kayyu örülüs semasi diye aratirken karsima cikti yasemin.mailime hemen karsilik verdi ve kendi anlatimiyla gonderdi kayyu örülüsünü.iste buda benim ilk ordugum gurumi:




sonra yine bir tek maille blogunda gördügüm cicek kiz yapilisini mail olarak gonderdi ve benim amigurumi sevdamda böylece baslamis oldu.


6 Kasım 2011 Pazar

mutlu bayramlar



önce bir kuzucuk örüldü büyük bir hevesle.aceba benzetebilecekmiyimlerle.derken ona iki kardes daha geldi

kuzucuklar tahamin ellerinde mutlu mesut yasarlarken; kurban bayraminin da gelmesiyle yeni sahiplerini buldular.yegenlere hediye olarak örüldü bu sirin minnacik kuzular.
ayrilmadanda bir hatira fotografi cektirmeyide unutmadilar.

seruvenleri bu kadarla kalmadi tabiki.bayram olurda bayram cantasi olmaz mi hic.nasil bir canta diye düsünürken; miniklerinde sevebilecegi sirin bardaklarin icine cikolatalar,sekerler,bolonlar ve kücükde olsa harcliklarla birlikte kuzucuklarim yerini buldu.



kuzucuklar  yerinden cok memnun.umarim sahipleride memnun olur.




mutlu cocuklar..mutlu bayramlar...


29 Ekim 2011 Cumartesi

...

hepimiz aslinda misafir degilmiyiz bu dunyada.oyleyse nedendir bu sahiplenis..nedendir hor gormek..nedendir guc bendecilik..
oysa verende  alanda o degil midir?
"kün fe yekun" degil midir? ol derse olur..oyleyse nedir bu sahiplenis?

27 Ekim 2011 Perşembe

YiRMiSeKiZ

Yirmiyedi ekim..ve yirmisekiz..evet tam yirmisekiz oldum bugun.ve bugun gune oglusumun tokatiyla basladim.erken basladi kerata:))once uyandirmak icin sarildi annecihine.bakti acmiyor annecik gozlerini geciriverdi bi tane.
Canim oglusum.sen hayatimdayken kendimi daha mutlu ve daha sansli hissediyorum..
Iyiki dogmusum ve iyiki senin annen olmusum..

12 Ekim 2011 Çarşamba

Yuregimdeki cumleler



O kadar cok cumle varki yuregimde kurulmayi bekleyen.kurulupta soze dokulmeyi,bir kagit akligina dusmeyi veya bi blogun yeni kayit tusuna tiklanip bir post olarak can bulmayi bekleyen.yuzlerce binlerce cumle.
Nedendir peki bu ice atis.yazamayis.cumlelerin buyuklugunden mi cekinir bu eller..
Peki ya gozyaslarim..onlar neden korkmaz..neden utanip cekinmeden akiverir..onlarda kalsa olmazmi yuregimde..

4 Ekim 2011 Salı

sonbahar

Dört yildir sanki bu sehirde yasamamisim.sanki ilk defa gelmis bu sehre son bahar.
Dün sabah icim daralarak basladim güne.Sebepsizmiydi bu daralma,yoksa sebebi vardida ben mi bilmiyordum yada bilipte bilmezden mi geliyorum.karmasik duygular icerisinde bocalanirken oglusumla yürümeye karar verdik.ayaklarimiz bizi önce sevdicegimin yanina sonrada parka götürdü.sonbahari izledik beraber.sonbahari icimizde hissettik.

Sonbaharin kasveti cöktü sanki icimize.daha bi buruklastik.daha bi durgunlastik.Önce agaclar gibi hissettim kendimi.sebebi bilinmez bir solgunluk bi yorgunluk.Onlar her esen rüzgarda bir kac yapragini döktükce benimde icimden biseler kopup gidiyordu sanki.Guya parka sitres atmaya keyiflenmeye gelmistik.Derken adim makinami elime basladim reim cekmeye.

gazellerin üzerine düsen günesi farkettim önce..

gazellerin arasinda kosusan oglusumu sonra...



Hayatta hüzün elbette vardi.Ama hayat sirf hüzünden ibaret degildi.Hüznün yaninda hep sevinilecek sükredilecek bir seyler vardi.Ve sonbahar bu sehirde baska güzeldi...

derken kumlara daldik oglusumla.kumda oynadik kum savasi yaptik.cocuklugumu animsadim.ne severdim toprakta oynamayi..





Ana ogul kuma bulandiktan sonra hüznümüzüde alip, yanina güzel dugular ekleyerek evin yolunu tuttuk.

1 Ekim 2011 Cumartesi

caillou cilginligi

Bir hayranliktir gidiyo bizim evde.onunla yatar onunla kalkar olduk.Basliktanda anlayacaginiz gibi kayyudan bahsediyorum.oglumun deyimiyle aaaayyu.
uyaninca ilk onu görüyo minigim.babasi bu cocugu sen kayyu manyagi yaptin desede ben sadece oglum sevdigi icin etrafini onun sevdigi seylerle donattim.
iste halamizin aldigi duvar stickerlarimiz




Basucu oyuncagimiz



bazen onunla gezmeye cikiyoruz bazen mama yediriyoruz.babamiz kiziyo tabi oglani kiz oyunlariyla oynatiyosun diye.ama olsun en azindan baba oluncu bebegine mama yedirir belki:))



Birde hikaye kitabimiz var teyzesinin aldigi.onada bakip aayyu diyoruz.sonra kayyunun kedisine havhav diyoruz.


Hersey bir yana seviyorum ben bu cizgi filmi.sadece kücükleri degil büyükleride egitiyo bence:))kayyu bizim aileden biri oldu.
gecenlerde halamiz tasinacak ev numkarasi 17ymis.bende dedimki aaa kayyuda 17 numarada oturuyo.o ilk etapta anlamadi tanidik birinden bahsediyorum sandi sonra epey güldük.ne olmus yani o bizim aileden:)))
sonra babamiz gecen gün bu kayyuda diye baslayan bi elestiri yagmuruna tutmustu ben hemen savunmaya gectim.adamcagiz sok oldu tabi.saskin bakiyo.ne bakiyon öyle o benim ikinci evladim :))
iste bizim evde kayyu hayranligi...ana ogul devam ettiriyoruz bakalim...bir seneye kalmaz yerini cars alir simdilik kayyunun tadini cikaralim:))
Aaa unutmadan bir fotograf daha var sizlerle paylasmak istedigim.oglusumun dogumgunune gelen misafirlerimize dagitilmak uzere örülmüs minik kayyularimiz

23 Eylül 2011 Cuma

guzel bir gunun ardindan

guzel bi gun olacak diyerek basladim gune.guzeldide...dolu dolu yasanmis bi gundu.evet belki cok cok ozel bise yoktu.rutindi yasanalar.siradandi.ama guzeldi iste.evimi temizlemek, utumu yapmak,oglusumla bogusmak,spor yapamadim deyip hayiflanmak...diyete ragmen kucuk kacamaklar yapmak mutfakta...biraz hayale dalmak,kafamda planlar yapmak...aksami sinema gunu ilan edip sevdicegimle film izlemek...hani bunun oncesinde oglusumu uyuturken sekerleme yapmak... Kisa uykular nede tatli gelir insana.
Yine bise cikti.yine keyfim kacti.yine icimi kapladi bi huzun.incindim.belki incindigim icinde cabuk kiriliveriyorumya hani,rahatsiz oldu birileri bu kirilgan halimden.onlarda kirildim diye incindi.
Oyle boyle gecti bir gun daha
Sabah ola hayrola

7 Eylül 2011 Çarşamba

susmak!..


Susmak ne cok seyi anlatiyomus aslinda...konusmayi basaramiyosaniz bir insanla susmayi denemeliymisiniz..konusarak paylasilamayanlar susarak paylasiliyomus..susmak cok sey demekmis..
susmak
sevgiyi anlatirmis
nefreti anlatirmis
hasreti anlatirmis
suclusun demekmis
sucumu kabul ediyorum demekmis

ve daha niceleri
ve simdi avazim ciktigi kadar SUSUYORUM!..

2 Eylül 2011 Cuma

hayat


hani hayatta herseyin ters gittigini düsünürsün.sonra herseye inat, inatla tutunursun hayata.yeni hedefler koyarsin kendine.aslinda kücük ve önemsiz ama yaptim diye sevinmek icin birebirdir bu hedefler.
yasamin verdigi onca yorgunluga ragmen yinede zinde hissedersin kendini.yada öyle zannedersin yada zannetmessin bilirsin aslinda batarya zayif sinyalleri verirsinde duymazdan gelirsin.kandirirsin.önce kendini sonra kendinden bildiklerini.
yeni bi kitaba baslarsin sanki hayata yeniden baslar gibi heyecanla.yeni bir örgü baslarsin her ilmekte ne kadarda güzel benim üretimim bu diye sevinerek ve hayranlikla ördügün seyi izleyerek.
namazlara biraz daha özen gösterirsin.uyuya kalmamaya calisrsin yatsiyi kilmadan.nafileleri hatirlarsin.hacet namazini mesela.
yeni bi tarif denersin mutfakta.ama ayni zamanda diyetede baslarsin.
spora baslarsin.plates askin depresir birden.
insirah suresini okursun icin her daraldiginda.bilirsin cünkü anlamini ve güvenirsin yaradana.demiyomu bu surede "her zorluktan sonra bir kolaylik vardir.elbette her zorluktan sonra bir kolaylik vardir." nasilda biliyo.bizi bizden iyi biliyo yaradan.anlayalik diye iki kere tekrarliyo.dara düsünce hemen pes edecegimizi biliyoda bastira bastira sölüyo arka arkaya.her zorluktan sonra bi kolaylik var!
yaabanci ellerdeysen bilirsin dilini gelistirmen gerektigini.alirsin eline bi gramer yada sözlük.iki kelime ögrenir.cocuklar gibi sevinirsin sonrada.
anneysen eger bilirsin daha güclü olmalisin.cocugunla daha cok zaman gecirirsin.bazen cok olmasada daha verimli.kendini suclu hissedersin sitresini ona yansittigini düsünüp-vicdan azabini hafifletmek adina ya ona bi hediye alir ya bi cikolata verir yada öpücüklere bogarsin.yerini alir mi acep ona yansitilan sitresin bu ufak seyler.kendi cocukluguna gidersin aliyomuydu yerini yoksa derin izler mi birakiyodu cocuk kalbinde...karisik.kimini unuttursada annenin bi öpücügü hatta sefkat dolu bakisi.kimini unutturamiyodu.
suclarsin kendini.anneligini sorgularsin.yeni kararlar alir, sözler verirsin kendine.
hayat iste.yeni baslangiclarla devam eder.yeni umutlarla.leptopunu alip oglunu yatirmaya gitmek suc olsada;hayat yeni baslangiclarla yeni umutlarla bütün olumsuzluklara ragmen devam eder

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Bi arpa boyu




Cocukken annem hep "arefe suyuyla yikanirsaniz bir arpa boyu buyursunuz" derdi.bizde inanir her arefe dustan once bi boyumuzu ölcer birde dus sonrasi ölcerdik.bi arpa kac cm diye sorardim hep.ben koca bi arpa basagi sanirdimda megersem sadece basagin icinden cikan kucuk bir arpa tanesiymis annemin kastettigi.
Gercekligi yoktu belki ama guzeldi inanipta heyecanla dusa girmek.kardeslerinle banyo sirasi icin kavga etmek.once ben yikandim ben senden once uzayacagim nidalari atmak.
Ve yine güzeldi cocuklugumun arefe günleri.bayram tatlilari hazirlamak.bayramligini ütüleyip basucuna asmak.birde okulun ilk günleri okul formami ütüleyip basucumu asardim.
insan yaslandikca eskiyi daha cok animsar oluyo.cocuklugunu daha cok özler.
..eskiden mutlu olmak daha kolaydi sanki..

24 Ağustos 2011 Çarşamba

paylasilmamis gurumilerim

Taha`s mama blog dünyasina katilmadan önce örmüs bu amigurumileri.hatirasi kalsin diyede fotograflamis.simdide sizlerle paylasiyo.sirin haric digerlerini yaseminkale nin tarifiyle örmüstüm.tesekkürler yasemin.ramazan ciksinda yine yaseminin tarifi üzerine pepe örücem.birde asoshun tarifiyle simsek mekkuin var örülecekler listesinde.
Sudemin cicek kizi,,
Haticemle fatmanin kity ve sirini,,
Onurun bobu,,

Furkanin twiteysi,,

Ve sahipsiz uzun kulak,,



19 Ağustos 2011 Cuma

ondokuzuncu ay


Taham ondokuz aylik oldu.zaman nasilda geciverdi.oglusumun 2 olmasina cok az bir zaman kaldi.onbes ayliktan sonra tadindan yenmiyo bu cocuklar.insanin üzerinden yükleri kalkiyo sanki bebeklik günlerine göre.ne istedigini anlatabiliyo sözle olmasada gözle,hareketle.
bakalim taha son zamanlarda neler yapiyomus..
her sabah tv kumandasini getirip anne,anneee.biraz bekliyo..gayyuuuu.biraz daha bekliyo...ac ac...biraz daha bekliyo ve basliyo aglamaya aaaccc,ac:))
uyanir uyanmaz coraplarini eline alip odanin kapisina kosuya ac ac.
kuzeninden ögrendi bu kelimeyi yalniz cok fazla kullaniyo.biktiriyo insani.acmiyorum iste.acmicam:))))))
leptopu getirip önce annesine yag yakma babinda öpcükler kondurarak yine cailloyu acmami istiyo.sarkisini bile söylüyo artik.digidigidigi digi gaaaayyu.digidigidigidigi gaaayyuu.:))
artik yemegini kendisi yemek istiyo.acikinca mutfaga kosup buzdolabina sünüyo iih iihhh diye.su istemeyi biliyo artik.cu diyo.süte de sü diyo.sütü cok fazla icmiyo sadece meyveli olanlari.hala puding yemeyi cok seviyo.patatesin her türlüsünü seviyo.meyveyle aramiz yok.bulgurla yapilan her türlü köfteye bayiliyoruz.ve koca bir adam gibi aci yiyebiliyoruz.
evcilik oynamayida ögretiyorum oglusuma.kayyusunu yada ayicigini ayaginda uyutuyo.eee eee ee diyerekten.sonra oyuncak bardaklardan cay icip
kikirdiyoruz.birde kovalamaca oynamayi cok seviyo kuzucuk.hayvancilik oynamayida unutmayalim.o köpek oluyo ben kedi.yerde sürünüyoruz ana ogul.
kayseride yolda yerde gördügü bir yün parcasinida köpek sanip hav hav demisti.simdide benim amigurumilerin icine doldurdugum elyafa havliyo minigim.
her gördügü hayvana hav hav diyo.komsunun kedisini yakalamaya calisiyo hav diyerek.kayseride anneannesinin bahcesinde ögrendi kedi sevmeyide.mutfaga gelip dolaptan sütü alip kedilerin yemek kaplarina döküyodu.eline verdigimiz ekmegi minicik parmaklariyla koparip kedilere veriyodu.
gecen günde göle gittik cekirdek aile olarak.(kalabaligi sevsemde hasretim ben cekirdek aileye)göldede ördeklere ekmek ve cubuk kraker verdi oglusum.
artik kelimeleri benzetiyo.ama bir defa dedigini bazen bir daha söyletemiyosun.gecenlerde allah allah dedi.meraba dedi.
ilk namazimizida kildik.cekmeceden seccadeyi aliyo.popo havada alin secdede.sonra seccadeyi alip öcü yapiyo kafasina geciriyo:))
ne cabuk büyüdü bebegim.bir yandan hemen büyüsede beraber sunlari yapsak bunlari yapsak,ona sunlari ögretsem,su oyunlari oynasak diye hayal kurarken; bir yandanda büyümesin istiyorum.onun bu bebek hallerine doyamadan büyümesin.doyasiya yasayalim bebekligini..
oglusum...
benim dünyam...
seni bana verene binlerce tesekkür...

15 Ağustos 2011 Pazartesi

bazen

bazen konusmak istersin.hic susmadan.hic usanmadan.sadece konusmak.sonu gelmeyen uzun cümleler kurmak.bazen cümleler dökülüverir ardi arkasi kesilmeden.bazense yüregini dolduran cümleler yüreginde kalir.tek kelime edemezsin.oysa bilirsin iki cümle kursan hafifleyecek yüregin.ama yapamazsin.yüregini dolduran cümleler yüreginde kalir.
nedendir bu suskunluk.anlasilamama korkusu mu?
bazen birine güzel bi cümle kurarsin sonra ayni cümle alay edercesine o birinden sana geri dönerde pisman olursun bütün o güzel duygular icin.kurdugun cümleyi keske kurmasaydim dersin.
bazen o biri en yakinidir da bunu kaldiramaz yüregin..susar.sadece susar..
bazen susmakta yetmez insana tipki konusmanin yetmedigi gibi..
peki insan konusamadigi vede susamadigi zaman ne yapar?yüregini nasil hafifletir?

9 Ağustos 2011 Salı

evlilik üzerine..


Okumayi sevenlerden misiniz? Ben izlemek yerine okumayi tercih edenlerdenim.yada edenlerdendim.uzun zamandir okumaya vakit ayiramiyodum.Eski aliskanligimi tekrar edinmek icin kendimce bir okunacaklar listesi cikardim.listenin ilk sirasinda annecafe de karsima cikipta ilgimi ceken kitaplardan bitanesi olan Senai Demircinin "Ve Ask Evliligin Ellerinden Tuttu" isimli kitabi.Bi cirpida okunabilecek kitaplardan bitanesi.Okumaya ara verip yeniden baslayanlar icin agir gelmeyecek dili hafif bi kitap.annecafe hala evlenmemis veya evliligin ilk yillarinda olanlar icin önermis bu kitabi.Bu agustos evliligimin 4. yili bitti.evlilik yildönümüme denk gelmesinden midir bilemiyorum okurken begenerek okudugum kitaplar arasinda yerini aldi.Yeni birseyler ögrenmedim belki kitaptan ama bildigim seyleri hatirladim.sadece evlilik icin degil insan iliskilerinin tamamina yansitabiliriz kitaptaki bilgileri.

Kalpleri birbirine isindiran ancak Allahtir.-Enfal suresi 63- Esiminizin kalbinin bize lutfen isindirildigini bilmek..
Cevizin kabugunu kirip özüne inmezseniz cevizin hepsini kabuk sanirsiniz diyo yazar.ve daha bir sürü güzel cümle.okunulasi kitaplardan bence.tavsiye ederim.

Yeni evleneceklere yol gösterici olmak adina benimde evlenmeden önce okudugum iki kitabida sizlerle paylasmak istiyorum.birincisi Emine Tasgetiren´ín "Saliha Kadin" isimli kitabi.Bu kitapla tamamaen tesadüf eseri tanistim.Hem kitapla Hem yazariyla.
Dügün öncesi Almanya`ya gelip hem yasayacagim yeri görücek hem esyalarimi alicaktim.Almanya öncesi bir haftada istanbula Teyzemin yanina ugradigimda; bi seminer oldugunu söyledi.Bizde toplanip gittik.Seminer kitap hakkindaydi ve  evlilikle ilgili,eslerin anlasmasiyla ilgili püf noktalari sunuyodu.Bende Emine hanima almanyaya gelin gidecegimi,kitabi hakkinda bahsettiklerini begendigimi, elindeki kitabi bana imzalayip hediye edip edemeyecegini sordum. (kayserili olarak kitabi belese getirdim((: )
Yine bi cirpida okuyup begendigim bir kitapti.

Diger bir kitapta Osman Nuri Topbas´in "Huzurlu Aile Yuvasi" isimli kitabi.Kadinlarin ve erkeklerin aile yuvasinda dikkat etmesi gereken husulari anlatiyo.

Okudugum ve begendigim kitaplari burada sizlerle paylasmak istiyorum.Kendimi okumaya yeniden tesvik etmek adina..

2 Ağustos 2011 Salı

Eski Ramazanlar


Cocuklugumda baskaydi ramazanlarin tadi.cocuklugun verdigi safliktan temizliktenmidir bilinmez her insan der bunu cocukken farkliydi diye.sirf ramazan icin degil hersey icin böyle.cocukken farkli...

Simdi ben büyüdüm ve o tadi bulamiyorum.Ama simdide cocugumun cocukluk yillari.bu günlerde onun icin farkli olucak sanirim.onun icin anlamli olucak.gerci daha bu günleri hatirlayacak kadar büyük degil ama olsun ne kaldi surda iki sene sonra hatirlamaya baslar:))

cocukluk yillarimda her sey gibi ramazanlarinda tadi baskaydi.Ramazan demek oruc tutmak demekti.oruc tutmak demek tuttugun arucu satip harclik almak demekti.bu sadece ic anadoluya has biseymi bilmiyorum.bizim oralarda cocuklar tuttuklari orucu büyüklerine satarlar.anne baba dede amca dayi gibi.birde baba yada dedesi onu ödül olarak boynunda tasir.ben cocukken cok zayiftim ve dayanamazdim oruca.ilk tuttugum senelerdede kimse görmeden yemistim:))

benim babam manavdi.ramazan günleri aksam üzerileri dükkan cok kalabalik oldugu icin yardima giderdik.nede güzel kokardi o ramazan pideleri.pideleri ekmek dolabina dizerken caktirmadan kirintilarini agzina atmak nede lezzeli gelirdi oruc agzina insanin.yada annemin pisirdigi gözlemelerin kenearin agzina atmak annem görüncede unutmusum oruc oldugumu demek:)

Ramazanin iftarlari güzeldide sahura kalkmak olmasa.o güzelim uykundan uyanmak nede zor gelirdi.birde kis günü.hava soguk.her gece ramazan davulcusunu görecegim diye bu gece uyumayacam yoksa göremiyom der sonra uykuya yenik düserdim.hele davulu duyup kalktiysan ve perdeyi aralayipta uzaktan gördüysen davulcuyu.gün senin günün.herkese anlatirsin ben davulcu gördüm diye.simdi ne komik geliyo ama o zamanlar ne eglenceli ne önemliydi.

O zamanlar hazir sahur sofrasina kalkip oturmaya üsenirken simdi yalniz basima sahur yapiyorum.Hemde3 ü cekirdek 3ü kabuk olmak üzere alti kisilik kalabalik bir ailede.Sevdicegim sahura kalkmayi sevmiyo.öyle alismis.yatmadan sularini icip onu sahur saymaya.Benim oburlugumla alakali degil bu sahur özlemim.sanki ramazanin anlami gibi.sanki o olmadan omaz gibi.ramazan anlasilmaz, yasanmaz gibi.helede almanyada ezanin camiden degil namaz saatinden dinlendigi bir yerde.sahurda olmazsa...

Sonra benim cocuklugumda ramazan demek kuran demekti.namaz demekti.annemin en az on kere "vakti giren namazinizi eda ettiniz mi?" sorusuna maruz kalmak demekti.o zamanlar anneme kizarken simdide demeyenlere kiziyorum.

Alin secdeye degmeden hic ramazan "ramazan" olur mu?

28 Temmuz 2011 Perşembe

gummy bear veya 11880


Bugün kendimi daha iyi hissediyorum.gribi henüz tam anlamiyla atlatamasamda daha iyiyim.hastayken derman buldukca ördügüm gummy bear i bu sabah tamamladim.oglusum sabah uykusunda.uyaninca verecegi tepkiyi merak ediyorum.en sevdigi reklam karakterlerinden birisi gummy.öyleki izindeyken uyumadiginda bu reklamin ingilizce versiyonunu dinleyerek uyuyodu.neden ingilizce diyeceksiniz.dil ögrensin diyemi.hayir alakasi yok.türkcesi kisa ingilizcesi uzunda ondan.
aslinda yapilisinida yazicaktim ama simdi canim istemedi.belki ögleden sonra yazarim:))ben cok sevdim bu gummycigi.
Tatil bitti.simdi hayata kaldigimiz yerden devam edicez.bi yapilacaklar listesi cikardim kendime.örülecek gurumiler ve okunacak kitaplar.ramazanda yaklasti.okunacak listeme mukabelenin yanisira birde meal hatmi ekledim.birde pisirilecekler listesi yapmak lazim:))burda aksam 9da oluyo.nasil dayanicaz diyorum ama orucun kendi hikmetidir heralde hic zorlanilmadan dayaniliyo.hazir oglumda uykudayken bende biraz dinlensen hic fena olmaz.saglicakla kalin

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Taha´s mama kürkcü dükkaninda

Bes haftanin ardindan Taha´s mama kürkcü dükkanina döndü.Günesli havadan yagmurlu havaya gecmek biraz can sikici olmasindan midir yoksa gribin etkisinden midir bilinmez hic yazasi yok Taha´s mamanin.belki baska bir postta anlatir izin anilarini.ama teyze ve annesinin elinden yusufcuga örülmüs sünger bobu sizlerle paylasmadan edemez heralde.


19 Haziran 2011 Pazar

son yolculuk hazirliklari


Yola cikmamiza 12 saatten az bi zaman kala son hazirliklari yapmakla mesgulken blogumuda ihmal etmeyeyim dedim.öncelikle yolda bize eslik etmesi icin mini mini minnacik bir kayyu örüldü.aslinda bu örülen boyun iki kati büyüklügündeydi hayalimdeki ama kemik rengi ipimin cok az olusundan bu ebatlarda oldu.iyikide oldu cünkü cok sirin:))birde bize yolda eslik edecek olan halka puaca pisirildi.aslinda pisiriliyo.henüz pismedi.tepsideki haliyle fotograflandi ama.

Saat gecenin 12sini 15 geciyo ve acemi anne Taha´s mama yol azigini yeni pisiriyo.hemde katlanmayi bekleyen bi makina camasiri var daha.gece uzun nede olsa.sabaha cook var:))
Bütün bu isleri yaparken kah hüzünleniyo kah agliyo kah gülüyo.buruk bir sevinc icindeki.Zor olan sevdiceginden ayrilmak mi yoksa sevdikleriyle bulusmanin heyecani agirmi geldi yüregine kestiremiyo.Zaman akip giderken hayaller kuruyo.Hala cocuk kalabilmek ,hala hayallerle mutlu olabilmek güzel diye icinden.bazen bahcede cay icerken buluyo kendini,bazen bi dost sohbetinde,bazen yolculukta kuzucuguyla oyunlar oynarken yada didisirken "yapma taha etme taha gitme taha".Hayir bu böyle olmamamali."yap taha et taha git taha.cünkü sen cocuksun taha.cünkü sen benim minigimsin taha.cünkü sen benim herseyimsin taha"her ne kadar bugün beni cok yorsanda.biraz bagrissakta birbirimize.sen yinede yap taha..
Yarin bu saatler..baska bir ülke..baska bir sehir..ve muhtemelen yine su anda oldugu gibi baska bi mutfakta ama ayni pozisyonda oturuyo olucam.ayni pozisyon;sirtimi mutfak dolabina yaslamis,ayaklari uzatmis vebirini digerinin üzerine atmis.belki elimde bir bardak cay olabilir farkli olarak.vede büyük ihtimalle haticemin demledigi.kardes kokan.sevgi kokan.hasret kokan.

Ben cocuklugumdan beri böyleyim.ödevlerimi tenefüs aralarinda yapar,yazilim sözlüm varsa saati sabah ezanina kurar(ne olacaksa aksam bi saat gec yatip calissam:)  )genelliklede uykuya yenik düsüp okul yolunda otobüste calisan,otobüse hep son dakka kosarak yetisen biri.simdide degisen bise yok galiba yine son dakkaya biraktim hazrliklarimi.ama bu sefer bahanem var.Tahamdan firsat bulamadim.hem aliskin degilim ben öyle yolculuklara.gitmelere gelmelere.yeni yeni alisiyorum.
simdi desemki size bi kadin en cok ne zaman sefkate ihtiyac duyar?cevabiniz ne olurdu bilmiyorum ama siklarin arasina yolculuga cikarkeni eklemek gerek bence.su ana öyle bi ruh halindeyimki.ilgi istiyorum sefkat istiyorum.hüznümün sebebi ayrilikmi yoksa kavusmakmi bilmiyorum.sevdicegimden ayrilip sevdiklerime kavusuyorum.belkide kalbimin kaldiramadigi yük bu iki zit duygunun ayni anda yasaniyo olmasindandir.
mutfakta isim bitti.camasir sepetimle birlikte odamin yolunu tutuyorum.ama hala karar vermis degilim sabah mi katlasam camasirlari:)))))

14 Haziran 2011 Salı

apsi deyzi

Uzun zamandir fotograflanmayi bekliyor apsi deyzi.Haftaya türkiye yolcusu.Ve Taha´s mamanin bavulunda simdiden yerini aldi.Güle güle oyna havva berrak


8 Haziran 2011 Çarşamba

Dua



Insan ne zaman korkar telefonu eline almaya?
Kötü haber duymaktan korktugu zaman mi?
Ablam gözünden ameliyat olucak.
Ve ben telefonu elime almaya korkuyorum..
Hastane odalari,ameliyathaneler ürpertir oldu beni..
Ve buna ragmen ne az sükrediyoruz sagligimiza..
Ne az hatirliyoruz hasta insanlari..
Ve ne az dua ediyoruz hastalara, düskünlere..

7 Haziran 2011 Salı

babasinin oglu



2 haziran almanyada babalar günüydü.El emegi hediyelere bayiliyorum ben.Bu tisört fikrinide sümeyye de görmüstüm.Daddy`s boy(babasinin oglu)babalar gününde güzel bi sürpriz olur demisti.

Babalar günü olurda babaya hediye olmaz olur mu hic.Bende bir tisörtte babamiza hazirladim.Sohn ist mein größter fan(oglum,benim en büyük hayranim).Oglusumun tisörtünü hazirlarken cok güldüm kendimce.Bilirsiniz Türkiyede araba veya kamyon yazilari meshurdur.Bir kamyona "babam sagolsun" yazinca kiro oluyosun ama bi tisörte "Daddy´s boy "yazinca cagdasoluyosun.(of dogru kelimeyi bulamadim.kitap okumaliyim.türkceyi unutuyorum.duyanda perfekt almanca konusuyorum sanicak:))ama 50 kelimeyle türkce konusuluyo burda.benim unutmam cok normal bence:))cagdas kelimesi yerine sectiklerim: modern,kültürlü,entel..hangisi daha cok yakisir karar veremedim.)Tek fark biri türkce digeri ingilizce!
Önceleri kizardim hep türkce yerine yabanci dil kullanilmasina.Is yeri isimlerinin yabanci dil olmasi beni cileden cikarirdi.Yani eski ben olsaydi kesinlikle bu tisörtlerdeki yazilar türkce olurdu.Zaman beni de degistirmis demekki:))Ama eski bana ayip olmasin diye birde türkce olarak hazirlamayi düsünüyorum oglusuma.
Vel hasil-i kelam 5 gündür yazilmayi bekliyordu bu post.sonunda yazildi.

Babalar günün bir kez daha kutlu olsun bitanem!..
Iyiki oglusumun babasisin!..
Iyiki hayatimdasin!..

5 Haziran 2011 Pazar

yorgun


Taha`s mama bugünlerde yorgun.Anneysen eger yorulmaya pekde hakkin yok aslinda.Ve anneligin en güzel tarafi umudun bittigi anda icten ve sefkat dolu bir sesle sana seslenen minik bir kuzunun sesidir."annee"ve ardindan yanagina konan öpücük.
Taha`s mama yorgun.umudun tükendigi yerde kuzucuguyla basbasa...

28 Mayıs 2011 Cumartesi

simsek mcqueen dolmus:))


Simsek Mc queen!Yalniz benimkisi arabadan cok dolmusa benzedi.yada jip diyelimde daha havali dursun.4 yasindaki bir cocugun annesinin kulagina egilip anne banada cars araba örsün yengem demesi üzerine örülmek denendi.basarili olundumu derseniz ;bence %50.bir cocugu sevindirmeye yetecek kadar oldu sanki.ne dersiniz?

24 Mayıs 2011 Salı

pazar eglencemiz marsupilami

Oglusumun ilgisini ceken cizgi film karakterlerini örmeyi seviyorum.Sabirsizlikla da bekliyorum anne bana su oyuncagi ör diyecegi günü.Bu uzun kuyruk marsumuz.bir oyuncakla uzun süre vakit geciremesede ilk gördügündeki gözlerindeki gülümseme yetiyor bana.
Genellikle oglusum uykudayken örmeye firsat buluyorum ve uyaninca gördügünde cok seviniyo.Marsuyuda bir sabah uykusu ertesinde bitirdim.uyandiginda bes yasindaki kuzeniyle paylasamadilar.Kavgadan mutlu olunur mu demeyin ama ördügüm oyuncak icin kavga edildigini görünce mutlu oldum ben.Hep beraber huba huba marsupilami diye sarkisini mirildanarak dolandik 3 kafadar.


 

hah hah hahaa marsupilamii..

19 Mayıs 2011 Perşembe

16 ay 16 kelime

Taham onalti aylik oldu.Onalti ayda neler ögrenmisiz bakalim:
anne,baba,dede,anneanne,baanne(babaanne),erda,beni(benide götür yada banada ver demek isteyince),ay,ah(al),akki(attim),gaayy(kayyu)
yani yaklasik 16 tane kelime biliyoruz. Birde bana bise anlatmak isteyince ismimi söyleyip ardindan bidibidibidi dememiz var.aglarken acidi dememiz var.uykuyu hic sevmiyoruz.geceleri süt icmek yerine puding yiyoruz.öyle her pudungide yemeyiz ha findikli kakaolu olandan olucak.gece gece ana ogul tek gözümüz uykudayken nasil yenir-yedirilirse artik.oglummu yiyo yastik yorgan mi tartisilir:))
dolabin kapagini acip iceri oturmayi ordaki kiyafetleri karistirmayi cok seviyoruz.
en sevdigimiz cizgi filmler:kayyu,gazoon,ücüzler
en sevdigimiz yemek:ispanak,bulgur ve pirinc
en sevdigimiz meyve:karpuz hatta tek sevdigimiz meyve aslinda bebekken armut püresine bayilirdi ama simdilerde pek meyveyle aramiz yok
topa ayakla tepmeyi seviyoruz.birde elimize ne gecerse firlatmayi.öyle sinirlenince degil ama. sinirlenince olsa anlicam haklidir dicemde bizimkisi sadece keyfi.zevk olsun eglence olsun diye.
merdiven cikip inmeyede bayiliyoruz.ben yukaridan bise almaya cikiyorum birde bakiyorum taha bey arkamda.ne kadar hosuma gitsede korkmuyo degilim hani.3 kati kendi basina..
zaman nasilda hizli ilerliyo seninleyken bebegim.daha dün ne zaman sürünecek,ne zaman yürüyecek bu derken simdi top pesinde kosuyosun.

iyiki varsin bebegim iyiki benim oglusumsun ve ben iyiki senin annenim.

17 Mayıs 2011 Salı

sorular sorular





Sevgiden mi gelir kiskanclik?Yoksa sedece sahiplenme duygusundan midir?Peki dozunu ayarlamak mümkün müdür bu kiskancligin?Birine bagli olmakla bagimli olmak arasinda ince bir cizgi mi vardir?Peki bu kargasayi cözecek olan nedir?Güven midir?Peki ya güven.O nedir?Karsi taraflami alakalidir yoksa kisinin kendisiylemi?

16 Mayıs 2011 Pazartesi

iyi geceler caillou


sevgili yasemin caillou yapilisini yayinladiginda kendimce demistim ki bu hafta kayyu haftasi.daha önce oglusum icin ördügüm kayyu bebegi görüp hayran olan iki arkadasim kendi cocuklari icinde istemisti.seve seve yaparim tabiki.ama büyük ebatlarda örmek acemi amigurumici olan benim icin biraz zor.birde hep ayni seyleri yapmak yerine yeni seyler denemeyi seviyorum.derken ben düsündüm yasemin kale benim düsüncelerimi beynimden okuyup yayinladi minik kayyu örülüsünü.yasemin 27 cm desede benimkiler 25 cmlik oldu:)ikisi hediye biri yine oglusuma olmak üzere 3 kayyu örüldü gectigimiz hafta.


oglusumun bir tane oldugu icin onun kayyusuna pisamalarini giydirdim.


Birde toplu resim cektirdik hatira olsun diye.
Kayyu yu tek seven oglum degil.bende seviyorum bu kayyuyu.

Simdide hilalin blogunda gördügüm otoyol projesini hazirlamak istiyorum.bir ogluma bir yegenime.Yalniz hava yagmurlu ve malzeme almaya cikasim hiiic yok.


13 Mayıs 2011 Cuma

bugün ben

bugün ben yoruldugumu hissettim..
bugün ben anne olmanin ne kadar zor oldugunu farkettim..
bugün ben gurbette anne olmanin daha da zor oldugunu farkettim..
bugün ben cocugunla zaman gecirmenin sadece onun yaninda olmakla olmadigini anladim..
bugün ben cocuklugumu özledim..cocukluguma yolculuk yaptim hayalimde ve bugün ben hep cocuk kalmak istedim.
bugün ben hayatimdaki degerleri yargiladim.hayatimin geri dönüsüm kutusunu bosalttim sistemi yavaslatmasin diye ama bi yandanda geri dönüsüm kutusuna göndermeler yaptim ve bosaltmadan önce bir kera daha düsüneyim diye biraktim bir kacini.silmek veya tekrar yüklemek isini zamana biraktim..
bugün ben hediye caillou ördüm,ve hediye puaca yaptim..
bugün ben degersizlimi anladim..
bugün ben degerimi anladim..
bugün ben eski bi dostla görüstüm..
bugün ben eski dostlarin eskimedigini gördüm..
bugün ben cok agladim az güldüm..
bugün ben yeni kararlar aldim hayatimda.
ve
bugün ben aldigim hic bi karari uygulamadim:))))
ve yarin ben yeni bir güne eski bi günaydinla degil yeni bi günaydinla merhaba dicem.

8 Mayıs 2011 Pazar

Annelik!

Annelik zor zanaat!
Anneysen eger daha güclüsün hayatta ama daha yorgun.daha mutlu,daha ürkek.daha caliskan,daha az uyuyan,daha sinirli ama daha sabirli.Anneysen eger daha kendinsin...
Annelik!Allah tarafindan verilmis bir lütuf.

ve artik bende bir anneyim...ve artik annemi daha iyi anliyorum...


anne olduktan sonra annemi daha bi özler oldum sanki.daha bi kiymetini bilir oldum.onun bana karsi hissettiklerini anladim.benden beklentilerini (ki ben 15 aylik bebegimden bile bekliyorum.)anladim.benim kücücük bi hareketimle mutlu olup kücücük bi hareketimede kirilmasinin sebebini cözdüm.hep bu annelik duygusu..

öncelikle cicegi burnunda anne kendimin sonra annecigimin sonrada bütün annelerin anneler gününü kutluyorum.

7 Mayıs 2011 Cumartesi

ari viz viz viz


bir kücük yavrucuk varmis.uykuyu hic mi hic sevmeyen.birgün ögle uykusunda bir aricik gelmis konuvermis yavrucagin ellerine.
yavrucuk cok sevinmis aricigi görünce.dünyalar onun olmus.en sevdigi reklam karakterlerinden biriymis zira o aricik.nasilda gülermis o reklam cikinca.
yaz mevsiminin yaklasmasiyla polen toplamaya cikan aricik evin penceresinden mi girivermis,yoksa annecigi sevdigi reklami bildigi icin yaseminkale den tarifini alarak oglusu ögle uykusundayken mi örüvermis bilinmez.yavrucak sevinmis annecik mutlu olmus.
artik o reklam cikinca minik ariciga bakiyolarmis annsiyle yavrusu.

hony pops bal bal bal sip sip sip
hony pops cok cok cok lezzetli
:))